Economist’in geçenlerde yayınlanan Silikon Vadisi özel araştırmasında bu yıl dünyada internet kullanan kişi sayısının 3 milyara ulaştığı ifade ediliyor. Gelişmeleri hepimiz yakından izliyoruz; bilişim altyapısı dünyada olduğu gibi ülkemizde de her geçen gün güçleniyor. Aynı şekilde, bilgisayar kullananların yanında internete bağlananların sayısı da teknolojideki olağanüstü gelişmeyle eşzamanlı olarak artıyor. Bugün ülkemizin nüfusunun yarıdan fazlasının düzenli olarak internet kullanıyor olması memnuniyet verici. Ama bu kullanım oranıyla dünyada 83. sıradayız. Başka bir anlatımla, daha katetmemiz gereken uzun bir yol var önümüzde.
Bilişim altyapısı ve internet kullanımıyla ilgili mukayeseler dünyada farklı ölçülere göre yapılıyor. Örneğin geçenlerde gözüme çarpan bir haberde dünyanın en süratli internet hizmeti sunan ilk on ülkesi sıralanıyordu. Güney Kore, Hong Kong, Japonya ile başlayan listede İsveç, İsviçre, Hollanda ve bazı Baltık ülkeleri vardı. Türkiye’yi aradım; ama gözüme çarpmadı maalesef. Kamu hizmetlerinin İnternet üzerinden verilmesini amaçlayan e-Devlet uygulamalarıyla ilgili, başta BM olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanan listelerde de arzu edilen yerde değiliz ne yazık ki. Ama e-Devlet uygulamalarında listedeki yerimiz yine de ümit verici. Biraz gayretle rahatlıkla daha yukarılara çıkabiliriz. Zira buna yeterli olacak altyapı ve bilgi birikimi esasen fazlasıyla mevcut. Sadece eşgüdüm eksikliğimiz var.
Son zamanlarda gündemimiz farklı konularla o kadar dolu ki, ülkemizin kalkınmasında önemli bir rol oynayacak bilişim çalışmalarında ve e-Devlet projelerinde yeni uygulamaları hayata geçirmekte gecikebiliyoruz. Oysa sanayi, sağlık, eğitim ve kamu yönetimi başta gelmek üzere, değişik alanlarda bilişimden daha etkin yararlanmak için yoğun bir çalışma içinde olmamız gerekiyor. Diğer ülkeler kendi “Silikon Vadileri”ni inşa ederken biz de ulusal bilişim projelerimizi geliştirmeliyiz.
Aslında ilk yapılması gereken sanırım bu konuların kamudaki sahibinin adını koyabilmek. Bazı ülkelerde e-Devlet çalışmaları cumhurbaşkanları, başbakanlar düzeyinde sahipleniyor. Bizde de bilişimin sahibi belirlenebilir, çalışmalar da bir merkezden yönlendirilebilir. Örneğin halen uygulamada, ortak Elektronik Belge Yönetim Sisteminin (EBYS) sahibi Kalkınma Bakanlığı, e-Devlet projelerinin yönlendiricisi Türksat, siber güvenliğin sahibi ise Ulaştırma Bakanlığı. Ayrıca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da bilişim çalışmalarında söz sahibi kurumlarımız arasında yer alıyor. Bir de tabii, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun sekretaryalığını yürüten Tübitak’ı anmamız gerekir. Kısacası, bu çalışmaların birden fazla sahibi var ülkemizde; bundan dolayı da çalışmalarımızda eşgüdüm sağlanmasında sıkıntılar yaşıyoruz.
Kamu kurumları arasında gerçek bir eşgüdüm için yazılım, donanım ve güvenlik altyapılarının kurulması alanlarında güçlü bir işbirliği, ayrıca pratik karar alabilen güçlü ve etkin bir üst yönetimin mevcudiyeti önem taşıyor. Biz Dışişleri Bakanlığı olarak bir süredir bu eşgüdümün sağlanması amacıyla bir dizi çalışma ve etkinlik gerçekleştirdik. Görüşlerimizi diğer kamu kurumlarıyla paylaştık. Şimdi geçtiğimiz beş yıla baktığımızda önemli bir mesafe katettiğimizi görüyor, bundan da memnuniyet duyuyoruz.
Birkaç yıl öncesine kadar bakanlık olarak veri yedeklemede bile standartların oldukça gerisindeydik. Şimdi dünya ölçeğinde bir veri merkezimiz var. Felaket Kurtarma Merkezimiz sorunsuz çalışıyor. Tüm sistemimiz ve sunucularımız olabilecek herhangi bir afet ve ya saldırı durumunda eş anlı olarak diğer lokasyonda çalışmaya devam edebiliyor.
Kuşkusuz, çalışma konularımız itibarıyle güvenlik de bizim için özel bir önem taşıyor. Global anlamda da siber güvenliğin önemi her geçen gün biraz daha artıyor. Bu nedenle güvenlik altyapımızı özellikle son yıllarda daha da güçlendirdik. Siber güvenlik alanında gerek ülkemizde gerek BM, NATO ve AGİT gibi uluslararası platformlarda yapılan çalışmalara aktif katkı sağlamaya gayret gösteriyoruz.
Ama bizim önem verdiğimiz bir diğer husus, Bakanlığımız çalışma alanına giren konularda her gün rutin yaptığımız işleri kolaylaştırmak, bilişim altyapımızdan her alanda etkin bir şekilde yararlanmak. Bunun yolu da yazılım uygulamalarında güçlü bir altyapıya sahip olmaktan ve teknolojik gelişmeleri yakından izleyerek bu gelişmelere ayak uydurmaktan geçiyor.
Blog sayfamı bundan beş yıl önce bilişim yazıları yazmak için açmıştım. Zaten başlığın hemen altında da “Hariciyeciden Bilişim Yazıları” alt başlığı var. Son zamanlarda biraz ihmal etmiş olmakla birlikte şimdi yazılarıma yeniden başlamayı arzu ediyorum. Önümüzdeki haftalarda, biz Dışişleri Bakanlığı olarak neler yaptık, kamu kurumları olarak ortak neler yapabiliriz, bunları değerlendirmeye çalışacağım.
Bundan sonraki yazılarımda neler anlatacağımın bazı ipuçlarını vereyim sizlere. Öncelikle bir kamu kurumu yazışmalarında bilişimden nasıl yararlanabilir, dijital arşiv dahil belge yönetim sistemi kamuda nasıl olmalı, bu konudaki görüşlerimi dile getireceğim. Bu arada kamu kurumlarının her birinin yazışmalarını EBYS ile yapmasının çözüm olmayacağını, esas yapılması gerekenin bu sistemlerin kendi aralarında konuşması olduğunu örnekler vererek sizlerle paylaşacağım.
Daha sonra örnek e-Vize uygulamamızdan bir kez daha söz edeceğim; bu uygulamada geldiğimiz noktayı sizlere anlatacağım. Hemen arkasından Dışişleri Bakanlığına her gün değişik kaynaklardan gelen binlerce bilgi talebinin nasıl bir teknolojik altyapıyla cevaplandığını örnekler vererek anlatacağım; böyle bir sistemin kamu kurumlarının tamamını kapsayacak şekilde genişletilmesine ilişkin görüşlerimi paylaşacağım.
Geçen yıl bazı bölümlerini diğer kamu kurumlarına da açtığımız İntranetimizde neler olduğu da başka bir blog yazısı konusu olacak. Bu arada, bazı sürpriz uygulamalara da blogumda yer vermeyi planlıyorum. Ele aldığım konuya göre bazı tanıtım videolarımıza da yazılarımda bağlantılar vermeyi düşünüyorum.
Şimdilik burada durayım. Diğer yazılarıma başlamadan önce size dört dakikalık bir tanıtım videosu izletmek istiyorum. Dışişleri Bakanlığında bilişim çalışmalarımız hakkında genel bilgiler içeren bu video aslında bundan sonra yazacağım yazılarımın içeriği hakkında da sizlere bir fikir verecektir.
Özellikle kamu kurumlarında çalışan bilişimci dostlarımızın yorumlarını bekliyorum. Yorumlarınızda ad, soyad ve e-posta adreslerinizi de yazarsanız memnun olurum. Her bir mesaja cevap vermem zor olsa da dilerseniz nacikoru@hotmail.com adresime özel mesajlarınızı da gönderebilirsiniz. Bu yazılar ilgi çekerse, zaman içerisinde kamu bilişimcileri arasında bir iletişim ağı kurulmasına aracı olmayı da arzu ederim.
Şimdi bir sonraki buluşmamıza kadar, sizleri Dışişleri Bakanlığı bilişim çalışmaları videosu ile baş başa bırakıyorum.
” height=”266″ src=”https://img1.blogblog.com/img/video_object.png” width=”320″ style=”cursor: move; background-color: rgb(178, 178, 178); background-image: url(“https://i.ytimg.com/vi/rncJ5cqONVA/0.jpg”);”>