You are currently viewing Berlin Büyükelçiliğimizin yeni binası Almanya’daki vatandaşlarımızı da gururlandıracak

Berlin Büyükelçiliğimizin yeni binası Almanya’daki vatandaşlarımızı da gururlandıracak

Ne zamandır üzerinde titizlikle çalıştığımız proje tamamlanıyor ve Berlin Büyükelçiliğimiz bugün yeni binasına taşınıyor. Açılış törenine başta Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve üç bakanımız olmak üzere Türkiye’den çok sayıda davetli katılacak. Alman tarafından da Alman dışişleri bakanı Guido Westerwelle ile çok sayıda üst düzey Alman yetkili bu önemli günde bizlerle birlikte olacak.

 
Büyükelçilik açılışı için geldiğim Berlin, değişik dönemlerde bu ülkede geçirdiğim yılları da hatırlattı bana. Mesleğin ilk dönemlerinde nedense Almanca konuşulan ülkelerde görev yapmaya hep  soğuk bakar, tayin sohbetleri yaptığımız arkadaşlarıma da “aman neresi olursa olsun, yalnız Almanca konuşulan bir misyon olmasın” derdim. O zamanlar Almancayı sevimli bir dil olarak görmememden kaynaklanıyor olabilirdi bu tepkim. Ama “büyük lokma ye, büyük laf etme” derler ya; ben de bu sözü söylediğime sonraları pişman oldum. Önce üç yıl Avusturya’da, daha sonra da yedi yıl Almanya’da görev yaptım. Bu iki ülkede geçirdiğim on yılın meslek hayatımda ne kadar iz bıraktığını şimdi daha iyi görüyorum. 
 
Berlin duvarı yıkıldığında Bonn Büyükelçiliğimiz’de müsteşardım. Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecini yaşadığımız o günlerde izlediğimiz medyada iki Almanya’nın birleşmesinin yakın olduğu yorumları yapılıyordu. Sovyet bloğuna bağlı ülkeler birer birer bağımsızlıklarını kazandıkça sıranın doğu Almanya’ya gelmekte olduğunu bu ülkede görev yapan biz diplomatlar da görüyorduk. Nitekim öyle oldu; duvar her iki taraftan yıkıldı ve 1945’de bölünen ve 45 yıl ayrı yaşayan Almanlar sonunda bir birlerine kavuştular. 
 
Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi birleşmeden sonra da Türkiye – Almanya ilişkileri her iki ülke için önemini muhafaza etti. Almanya’nın dış ticaretimizde uzun yıllar birinci sırada yer alması yanında bu ülkede yaşayan ve şimdi sayıları üç milyonu aşan Türkiye kökenliler de bu ilişkilerin hep güçlü kalmasında etken oldu. Zaman zaman çalkantılar yaşasak, askeri amborgalara muhatap kalsak, vatandaşlarımızın bu ülkedeki konumlarını tehdit eden uygulamalara şahit olsak da Almanya bugün de bizim için önem ve önceliğini korumaya devam ediyor. 
 
1980’li yıllarda Avrupa’daki vatandaşlarımız arasında birliği sağlamak oldukça zordu. Her bir siyasi ve dini yapılanma kendi başına hareket eder, bu ülkelerdeki vatandaşlarımızın milli meselelerde bile bir araya gelmesi mümkün olamazdı. Gençlerimiz arasında iyi bir eğitim görenlerin sayısı azdı. Aradan geçen yılların şimdi Avrupa’daki vatandaşlarımızı da olumlu yönde değiştirdiğini görmek mutluluk veriyor. Almanların kaliteli eğitim vermesiyle tanınan liseleri gymnasiumlarda okuyan, iyi üniversitelerden mezun olan gençlerimizin sayısı arttı. Derneklerimiz güçlü, vatandaşlarımız daha bilinçli artık. Geleceklerini Almanya’da gören çok sayıda Türk de Alman siyasi hayatına ilgi duyuyor. Federal meclis yanında, eyalet meclislerinde de çok sayıda Türk kökenli var. En önemlisi, artık milli konular gündeme geldiğinde bu ülkedeki vatandaşlarımız bir birleriyle kenetlenmesini daha iyi biliyorlar. 
 
Son on yıl içindeki çeşitli cinayet olaylarında hayatlarını kaybeden sekiz vatandaşımızın aslında Neo-Nazi kurbanı olduklarının anlaşılmasından sonra Almanya’daki vatandaşlarımızın zor zamanlarda nasıl tek yumruk haline gelebildiklerini görmüştük. Bu gelişmelerden hemen sonra bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Almanya ziyaretinde bir araya geldiğimiz vatandaşlarımız bizimle kaygılarını paylaştılar. Yabancı düşmanlığı Almanya’da maalesef hala çözümlenmiş değil. Bu ülkede yaşayan tüm yabancıların kendilerini güvende hissetmeleri için Alman Hükümeti’nin bu sorunu iyi teşhis edip buna göre önlemler alması gerekiyor. 
 
Almanya’da görev yaptığım yıllarda büyükelçiliğimiz ve başkonsolosluklarımızın alt yapılarında ciddi eksiklikler vardı. Bu nedenle vatandaşlarımıza hizmet ederken arzu ettiğimiz standardı yakalamakta güçlük çekerdik. Şimdi imkanlarımız daha iyi. Berlin Büyükelçiliğimizin yeni binası bu ülkede yaşayan vatandaşlarımız için şimdiden gurur kaynağı olmuş. Ama büyükelçilik binamızı yenilemekle yetinmedik; bir süredir Almanya’daki konsolosluklarımızın fiziki alt yapılarında da geniş çaplı iyileştirme çalışmaları yapıyoruz. Frankfurt, Stuttgart, Hamburg ve Düsseldorf başkonsolosluklarımız için yeni binalar satın aldık; bu konsolosluklarımızı renovasyon çalışmalarından hemen sonra yeni binalarına taşıyacağız. Mainz’da yeni konsolosluk inşaatımız da 2013 yılının ilk aylarında başlayacak. Köln’de ve Münster’de arsalar satın aldık, projeleri üzerindeki çalışmalara yakın bir zamanda başlıyoruz. 
 
Dışişleri bakanlığı olarak insan kaynaklarına da yatırım yapıyoruz. Avusturya ve Almanya’da görev yaptığım yılları hatırlıyorum; konsolosluklarımızdaki görevlilerimizin önemli bir bölümü Almanca bilmezdi. Şimdi Avusturya ve Almanya’da görevlendireceğimiz diplomatları Almanca bilen meslek memurları arasından seçmeye özel bir önem veriyoruz. Gurbetçi bir ailenin çocuğu olan büyükelçimiz Avni Karslıoğlu ise Almanca’ya neredeyse anadili düzeyinde hakim. Berlin’e geleli henüz bir yıl olmadı ama, daha şimdiden buradaki vatandaşlarımızın gönlünde taht kurmuş. Dillerini konuşuyor olması Almanları da bir hayli etkilemiş gibi geldi bana. Büyükelçiliğimizin yeni binasının açılışında Alman misafirlerine kendi dillerinden de hoşgeldiniz diyeceğinden eminim. 
 
Yeni binası ile Berlin büyükelçiliğimiz yurt dışındaki en büyük ve bence en görkemli temsilciliğimiz oldu.  Dilerim, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine önemli katkılar sağlar. 

Bir yanıt yazın