You are currently viewing Cumhurbaşkanımızla Silikon Vadisi’nde

Cumhurbaşkanımızla Silikon Vadisi’nde

Uzun yıllardır bilişime gönül veren bir kamu görevlisi olarak Cumhurbaşkanlığının bu alandaki çalışmalarını yakından izliyorum. Köşkün, Türkiye’nin en çok tık alan adreslerinden biri olan web sitesi (cankaya.gov.tr) örnek alınacak bir uygulama. Nitekim Dışişleri Bakanlığı olarak web sayfalarımızın yeni tasarımında büyük ölçüde bu çalışmadan esinlendiğimizi söylemek isterim. Cumhurbaşkanımızın tüm faaliyetlerini neredeyse canlı yayın seyreder gibi bu siteden takip edebilirsiniz. Etkinliklere ilişkin videolar, fotoğraflar ve ayrıntılı bilgiler, Türkiye’den binlerce kilometre uzakta da olunsa, süratle sisteme ekleniyor. Böylece basının da Cumhurbaşkanılığını izlemesi kolaylaşıyor. İki yıl önce benim de katıldığım Gabon ziyaretinde Cumhurbaşkanımızı Gabonlu bir kayıkçı ile birlikte görüntüleyen fotoğrafın, bu buluşmadan bir kaç dakika sonra Türkiye’deki yayın organlarında yer aldığını sanırım sizler de hatırlıyorsunuzdur.

Merkezde görev yaptığım bu son üç yıl içerisinde Cumhurbaşkanımızın dış seyahatlerinin bir bölümüne ben de katıldım. Her seyahat benim için öğretici oldu. Bu sayede hem dünyanın ilginç bölgelerini görme imkanı, hem de dış politikamız için önem taşıyan konularda derinleşme fırsatı buldum. Chicago’da gerçekleştirilecek NATO zirvesi sonrasında Cumhurbaşkanımızın Silikon Vadisi’ni ziyaret edip bilişim dünyasının önemli liderleriyle bir araya geleceğini öğrenince de heyete katılma davetini hiç düşünmeden kabul ettim.

Silikon Vadisi’ndeki programımız oldukça yoğundu. Cumhurbaşkanımız San Fransisco’ya indiğimiz gün ilk olarak bu bölgedeki Türk sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ile bir araya geldi. Yaklaşık beş yıla yakın bir süre Şikago’da görev yaptım ve bu süre içerisinde Amerika’nın bir çok bölgesini dolaştım. Ama Cumhurbaşkanımızla San Fransisco’daki toplantıda bir araya geldiğimiz vatandaşlarımızın örgütlenme düzeyi, bulundukları toplumda edindikleri konum ve Türkiye’ye ilgileri beni bir başka etkiledi. Her bir dernek yöneticisi, yapmakta oldukları çalışmaları bize anlattılar ve geleceğe yönelik düşüncelerini Cumhurbaşkanımıza ilk elden iletme fırsatı buldular.

Daha sonra bir araya geldiğimiz batı yakasındaki girişimcilerimizle de başta bilişim konuları olmak üzere, çeşitli alanlarda bir ufuk turu gerçekleştirdik; uzun yıllardır teknolojinin merkezinde çalışan bu insanlarımızın başarı öykülerini dinlemekten de mutluluk duyduk. Ayrıca bu toplantı, ilkokul arkadaşım, başarılı iş adamı Metin Özen’i de son karşılaşmamızdan 42 yıl sonra San Fransisco’da görmeme imkan sağladığı için bana ayrı bir mutluluk verdi.

Stanford Üniversitesini ziyaret
Stanford’a ilk kez, Şikago’da görevli olduğum yıllarda, oğlumuz Selim’e üniversite alternatiflerini göstermek amacıyla ailece gitmiştik. Yüksek eğitimini terörün kol gezdiği 1980 öncesi yıllarda yapan bir kişi olarak o zaman Stanford beni belki de Selim’den daha çok etkilemişti. Yıllar sonra ikinci ziyaretimde de üniversite yerleşkesini aynı derecede beğendim.

Stanford Üniversitesi Silikon Vadisi’ne eleman yetiştiren kurumların başında geliyor. Bugün dünya çapındaki Cisco Systems, Google, HP, Yahoo ve Sun Microsystems gibi teknoloji firmalarının kurucuları bu üniversitenin mezunları. 50’den fazla mezunu Nobel ödülü kazanmış bu üniversitenin yaklaşık onbeş bin civarında öğrencisi var.

Cumhurbaşkanımızı Bush’un dışişleri bakanlarından Condoleezza Rice ile rektör John Etchenmendy karşıladı. Yerleşkede kısa bir turdan sonra öğretim görevlileri ve öğrencilerden oluşan kalabalık bir topluluğa liderlik üzerine bir konuşma yaptı Cumhurbaşkanımız. Konuşmaya ilgi oldukça yüksekti. “Ben Kayseriliyim. Bizim oralarda gençlerden ticari hayatta başarılı olamayanları üniversiteye gönderirler. Ben de seyyar satıcılık yapardım. Bir gün amcam elime bir sepet vererek gazoz satmamı istemişti. Ama ‘buz gibi gazoz, dişlerinize keman çaldırır’ diyemediğim için benim iyi bir iş adamı olamayacağımı düşündüler ve üniversiteye gönderdiler. Ticarette başarılı olsaydım, bugün karşınızda cumhurbaşkanı olarak konuşma yapamayacaktım” diyen cumhurbaşkanı salondaki gençlerden büyük alkış aldı.

Hepimiz güzel anılarla ayrıldık Stanford’dan.

Apple gelecekten umutlu
İlk kişisel bilgisayarların kullanıma sunulduğu yıllardan itibaren bilişimle haşır neşir olan kişilerin, kullandıkları iletişim sistemlerini değiştirmeleri güçtür. Ben de DOS’tan Windows’a geçme kararı aldığımda bir hayli zorlanmıştım. Sonraki yıllarda Macintosh donanım ve yazılım olarak yeni bir seçeneği kullanıma sunduğunda da kişisel bilgisayarımdan vazgeçmeye uzun süre direndim. Önceleri “bu sistem grafikçiler, basın mensupları için daha iyi olabilir, ama hayatının önemli bölümünü metin yazarak geçiren bilgisayar kullanıcıları için yine de en iyisi Windows ile çalışan kişisel bilgisayarlardır” diye düşünürdüm. Ben hep Windows’ta kaldım, ama bu arada Macintosh, Apple’a dönüştü ve bilişim dünyasına adeta yeni bir şekil verdi. Kişisel bilgisayarlarda ısrarlı bizler de, zaman içerisinde günlük hayatımızın vazgeçilmez araçları olan tabletlerimizde, cep telefonlarımızda Apple’ın gücünü hissettik.

Apple’i ziyaretimizde Cumhurbaşkanımızı kurumun efsanevi patronu Steve Jobs’dan sonra yönetimi üstlenen Tim Cook karşıladı. Cook dışında Apple’ın dört üst düzey yöneticisi toplantıda Apple’ın son yıllarda tırmanış gösteren büyümesini grafikler üzerinde heyetimize anlattı. Apple’ın mobil ve tablet cihazlar alanında gerçekleştirdiği hamlelerin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini söyleyen Cook, Cumhurbaşkanmızın oğlu Ahmet’in “piyasaları sarsacak yeni ne gibi ürünleriniz olacak” yönündeki sorusunu tebessüm ederek cevapladı. Toplantı boyunca da geleceğe yönelik çalışmalarından ipucu vermemeye özel bir özen gösterdi.

Cook, Türkiye’de genelde bilişim teknolojilerine, özelde de Apple’a gösterilen ilgiden memnuniyet duyduklarını belirtti. Ayrıca, Apple Store’da kullanıma sunulan yaklaşık altı yüz bin uygulamadan otuz bininin Türkler tarafından geliştirildiğini duymak bizleri şaşırttı. Apple da bundan etkilenmiş olacak ki, bu yıl Eylül ayı civarında Türkiye’deki ofislerini açmayı planladıklarını söyledi Cook.

Apple sunumunda eğitim alanında yapılan çalışmalara özel bir yer verildi. Gelecek nesillerin daha iyi eğitim görmesi için bir dizi proje hayata geçirilmiş, daha karmaşık bir dizi proje üzerinde de çalışma başlatılmış. Eğitimden sorumlu John Couch ItunesU adıyla bir süre önce kullanıma sundukları uygulama üzerinden artık dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerdeki hocaların ders videolarına erişilebildiğini söyledi. Couch, ders materyali hazırlamanın da artık adeta “çocuk oyuncağı” haline geldiğini belirterek bize, dakikalar içerisinde küçük bir kitapçık hazırladı. Toplantı boyunca kullanmamız için Türkçe klavye seçilerek hazırlanmış IPadlerimizde daha başka örnek uygulamaları da inceleme fırsatı bulduk.

Diğer firmalar gibi, Apple da Fatih projesine ilgili. Bu projeyi yalnız Türkiye’deki pazar için değil, orta vadede çevre ülkelerini de içeren daha geniş bir coğrafya için önemsiyor. Bunun için de teknoloji seçimi öncesinde bütün gücüyle proje üzerinde çalışıyor izlenimi verdi bizlere Apple yöneticileri.

Apple’da Cumhurbaşkanımıza ve heyetine yakın ilgi gösterildi. Sorularımıza da tatminkar cevaplar aldık. Bu arada Tim Cook’a, Ipad’lerdeki klavyelerde Türkçe karakterlerin ancak bazı tuşların basılı tutularak elde edilebildiğini, bunun da yazımı yavaşlattığını söyledik ve orijinal Türkçe klavyenin sisteme tanıtılmasını beklediğimizi belirttik. Cook’un böyle bir sorundan haberdar olmadığını söylemesi doğrusu, beni şaşırttı. Hemen yanıma gelerek uygulamanın nasıl olduğunu görmek istedi. Açılır klavyede Türkçe karakterlerin mevcut yapıda nasıl ekrana geldiğini gösterdik. Not aldı, üzerinde çalışacakları sözünü verdi. Umarım bir cevap alırız yakında.

Apple yöneticileri ve Türk çalışanları ile fotoğraf çekildikten sonra Google’a doğru yola koyulduk.

Google yeni arayışlar içinde
Web kullanımının yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı yıllarda acaba bir gün dünyadaki tüm bilgisayarlar üzerinde arama yapabilecek bir alt yapı kurulabilir mi diye hayal ederdim. Hepimiz biliyoruz, bu hayali Google gerçekleştirdi. Şikago’da görev yaptığım yıllarda bu firma adeta devleşti. Hatırlarım, hisseleri borsada satışa çıktığında insanlar kapış kapış Google hissesi almak için yarışıyorlardı. Zaman içerisinde bu büyümenin dönemsel olmadığını gördük. Google her geçen gün büyüdü, web üzerinde arama dendiğinde akla ilk gelen isim oldu.

Google’un Palo Alto’daki yerleşkesine geldiğimizde bizi bir grup yönetici ve firmanın Türk çalışanları karşıladılar. Daha sonra bir bahçeden geçerek yönetim binasına girdik. Zemin kattaki büyük bilgisayarlar üzerinden Google Earth’te İstanbul Huber Köşkü üzerinde dolaştık. Cumhurbaşkanımız bahçedeki organik tarım yapılan bölümü büyük Google Earth haritası üzerinde bizlere gösterdi. Arkasından da toplantı odasında Google yöneticileri ile bir araya geldik.

Web araması ile işe koyulan Google bugün devasa bir bilişim kuruluşu haline geldiyse bunda diğer alanlarda yapmakta oldukları çalışmaların büyük bir rolü var kuşkusuz. YouTube ile video sektöründe lider oldukları gibi, dünyadaki kütüphanelerde bulunan tüm kitapları sayısal ortama aktarma hedefleriyle de bu pazarda çok önemli bir yer edindiler. Bir kısmı paralı, bir kısmı bedava, yüzbinlerde kitaba bugün e-kitap formatında erişebiliyorsak bunu Google’a borçluyuz. Cumhurbaşkanımıza yakın ilgi gösteren şirket kurucularından Sergey Brin Google’un yeni bazı projelerinden de sözetti bize. İlk gördüğümüzde bize biraz ilginç gelen gözlüğü meğer “wifi” ile sisteme bağlıymış. Bizimle konuşurken aynı anda sağ gözüne bir kaç santim büyüklüğündeki ekran üzerinden yayın yapılabiliyormuş. Bu cihazın pek çok değişik amaçla kullanılabileceğini belirtti Sergey. Cumhurbaşkanımız da bu ilginç gözlüğü takarak bir yandan bizlerle sohbete devam ederken, sağ gözüyle de video yayını izledi.

Basın organlarında da yer aldığı gibi, Sergey Brin daha sonra Cumhurbaşkanımızı insansız araca bindirerek Palo Alta’da bir tur attırdı. Daha sonra öğle yemeğinde bir araya geldiğimiz Cumhurbaşkanımız, aracın bir ara 130 kilometre hıza çıktığını ve hiç bir kumanda olmadan yol durumuna ve değişen şartlara otomatik olarak uyum sağladığını anlattı. Bu deneme sürüşünden Türk ve Amerikalı güvenlik görevlilerinin pek de mutlu olmadıklarını söylememe sanırım gerek yok.

Google’ın Android çalışmalarını yürüten yetkilisi yakın bir zamanda Android işletim sisteminin ne kadar yaygınlaşacağını anlattıysa da bizler izlenimlerimizi, ceplerimizden çıkarttığımız IPhone’larla çektiğimiz fotoğraflarla kaydettik. Google çalışanlarının bundan çok da hoşnut kalmadığını tahmin etmek zor olmaz sanırım.

Facebook Türkiye’deki kullanımdan memnun
Facebook kısa sürede dev bir bilişim firması oldu. Bugün yaklaşık 800 milyon kullanıcısıyla dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitesi olarak kabul ediliyor. Facebook’ta her gün yeni hesaplar açıldıkça firmanın değerini de yükseliyor. Yeni bir yerleşke inşa etmiş Facebook Palo Alto’da. 7-8 bin kişinin çalışabileceği yerleşkede şu an için iki bin kişi görev yapıyor. Google’dan sonra Facebook’u ziyaret ettik. Girişte bizi firmanın en üst yöneticisi Sheryl Sandberg konuk etti. Tanışma faslından sonra Cumhurbaşkanımız borsadaki gelişmelerden memnun musunuz diye sorunca “fena değil” karşılığı verdi  Sandberg. Ancak mimiklerinden pek de mutlu olmadıkları anlaşılıyordu.

Facebook Türkiye pazarının önemini biliyor. Avrupa’da en çok Facebook kullanıcısı bizde. ‘Sizin insanınız sosyal medyaya çok ilgili’ dedi Sheryl Sandberg. Bunun nedenleri üzerinde sohbet ederken Facebook’un direksiyonundaki kişinin ülkemizi de yakından tanıdığını farkettik. Adana’da bir Türk arkadaşı varmış Sandberg’in. Önceki yıl da Türkiye’deymiş. Bugüne kadar gezdiği, gördüğü şehirlerin isimlerini sayınca bizlere hiç de yabancı olmayan bir kişi olduğunu anladık.

Heyetimizde yer alan milletvekilimiz, “her şey iyi, güzel ama, kişilerin özel konularının böyle uluorta paylaşılması kişisel hakların ihlaline girmiyor mu” diye sorunca Sandberg aynı düşüncede olmadığını söylemekle yetindi.

Balayında olduğu için Facebook’ta Zuckerberg’i göremedik maalesef.

Microsoft Windows 8’e güveniyor
Microsoft bilişim sektörünün duayenlerinden. Merkezi aslında Seattle Redmond’da. Ancak Silikon Vadisini de boş bırakmamak için olsa gerek, üç bin çalışanı için Palo Alto’da da büyük bir yerleşke kurmuşlar.

Her firmada sıcak ilgiyle karşılanmış olmakla birlikte, Cumhurbaşkanımızın ziyareti için en iyi hazılığın yapıldığı firma Microsoft’tu dersem yanlış olmaz. Başkan yardımcısı Daniel Lewin bu ziyaret için Paris’ten gelmiş. Microsoft Türkiye’den de Mustafa Kılıçaslan, Erdem Erkul, Begim Başlıgil hazır bulundu sunumda.

Bir zamanların sektör lideri Microsoft, Apple ve Google ile kıyasıya bir rekabet içerisinde. Apple OIS, Google Android işletim sistemlerinin pazar payını yükseltirken Microsoft geleneksel Windows sistemini masaüstü cihazlar yanında, mobil ve tablet cihazlarda da kullanılabilecek şekilde geliştirme amacında. Windows 8’i bugüne kadar piyasaya sürmemelerinin nedeni de bu olsa gerek; çıktığında Windows 8’in liderliği ele geçirmesini arzu ediyorlar.

Microsoft’ta heyetimize ilk sunumu başkan yardımcısı Lewin yaptı. Daha sonra Erdem Erkul geleceğe yönelik vizyonları hakkında bilgi verdi. Gördüğümüz kadarıyla Microsoft, yeni bir hamle ile pazarda eski konumuna dönmek için bir gayret içerisinde. Nitekim Windows 8 hakkında bilgi verirken, yeni sistemin bundan önce karşılanamayan isteklerimize nasıl pratik cevaplar verebileceğini de anlattılar. Bu arada, bizim de bakanlıkta yaygın bir şekilde kullandığımız Windows Live’ı uygulamalı olarak gösterdiler bize.

Twitter Cumhurbaşkanımızın performansından etkilenmiş
Cumhurbaşkanımız 1,8 milyon izleyicisiyle dünya liderleri arasında Twitter’da en fazla takip edilen bir kaç devlet başkanı arasında yer alıyor. Twitter yöneticisi Dick Costolo, San Fransisco içindeki Twitter merkezinde bizi karşıladığında ilk söylediği bu rakamın kendilerini nasıl şaşırttığı oldu. Ama zaman içerisinde ülkemizdeki kullanımın muazzam bir artış gösterdiğini gördüklerinde Türkiye pazarının ne kadar önemli olduğunu daha iyi kavramışlar.

Dick Costolo Twitter’ın dünyada nasıl bir hızlı gelişim gösterdiğini anlattı bize. Bu sistemin sosyal medyada insanların bir birlerine yakınlaşmasınıa katkıda bulunduğu gibi, bazı durumlarda insan hayatının korunmasına da yardımcı olduğunu söyledi. Van depreminden hemen sonra enkaz altında kalan bazı insanların seslerini Twitter üzerinden duyurmalarının bazı canların kurtarılmasına katkı sağlamasını unutamadıklarını ifade etti. 

Twitter’da da genç Türkler çalışıyor. Şirketin değişik birimlerinde görevli bu gençlerle de bir araya geldi Cumhurbaşkanımız. Birinin elini sıkıp kendimi tanıştırmak istediğimde genç arkadaşımız, “siz beni tanımazsınız, ama ben sizi sosyal medyadan yakından izliyorum” dedi. Dünya değişik bir dünya oldu, bilişimcilerle buluştuğunuzda artık kartvizit değiş tokuşu yapmanıza da gerek olmayabiliyor.

Vaşington büyükelçimiz, binadan çıkarken bir twit göndermiş. “Twitter’ın görkemli bir kampüsü yok, bir iş hanının iki katında faaliyet gösteriyor” diyor. Haklı aslında. Ama yakında bu binadan kendi yerleşkelerine taşınacaklarmış. Umarım Twitter yöneticileri twit’imizi görmemişlerdir.

TRT Haber – Sosyal Medya söyleşisi
Cumhurbaşkanımızın dört günlük Silikon Vadisi temaslarında kendisine bilişim dünyasıyla ilgili bazı basın mensupları da eşlik etti. Ziyaretler arasında fırsat buldukça basınla sohbet toplantıları gerçekleştirildi, görüş alış verişinde bulunuldu. Uzaktan izlediğimiz kadarıyla Silikon Vadisi temasları ülkemizde de yakın ilgi gördü. Son ziyaret noktamız olan Twitter’dan hemen sonra San Fransisco’daki bir bilişim firmasının ofisine gittik. Türk girişimciler tarafından kurulan Udemys eğitim videoları üzerinde yayın yapan bir site. Kısa bir süre içerisinde büyümüş ve değerini arttırmış. Cumhurbaşkanımız için canlı yayın mekanı arayışını duyunca Udemys’in sahibi ofislerini teklif etmiş. Biz de küçük bir grup olarak Cumhurbaşkanımızla Udemys’e geldik ve TRT Haber’in Sosyal Medya programının yayınına tanık olduk.

Programın sunucusu Serdar Kuzuloğlu ile kanalın haber müdürü Ahmet Böken, yayının iki saat olarak planlandığını söyleyince Cumhurbaşkanımızın ilk tepkisi, “iki saat ne konuşacağız” oldu. Ama program başladıktan sonra ilginç konular bir birini izleyince bizler de, cumhurbaşkanımız da zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Elektronik ortamda sorularını ileten çok sayıda izleyicinin katılımıyla Silikon Vadisi temasları “Sosyal Medya” programıyla noktalanmış oldu.

Cumhurbaşkanımızın ve eşi Hayrunnisa Hanımın bilişim teknolojilerini ne kadar yakından izlediğini bu ziyaret sırasında bir kere daha görmüş olduk. Ancak Cumhurbaşkanlığı bilişim alt yapısının başarısının arkasındaki teknik kadroyu anmadan bu gezi notlarımı sonlandırmam haksızlık olur. Yılların gazetecisi Kemal İlter dönem başından bu yana Cumhurbaşkanlığının Kurumsal İletişim Başkanlığını büyük bir başarı ile yürütüyor. Teknik alt yapı ise Bilişim Teknolojileri Başkanı Ömer Arıkan’a emanet edilmiş durumda. Her iki arkadaşımızı da Cumhurbaşkanlığımızda kurdukları güçlü bilişim alt yapısından ve sosyal medyayı böylesine profesyonelce kullanmalarındaki başarılarından dolayı kutlarım.
.

Bir yanıt yazın