Dışişleri Bakanlığı ülkemizin en köklü kuruluşlarının başında geliyor. Osmanlı döneminde “Reis-ül küttaplık” olarak bilinirdi, Cumhuriyetle birlikte adı “Hariciye Vekaleti” oldu. Dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelere göre dışişleri de değişti, çağın gereklerine cevap verecek şekilde yapısal değişikliklere uğradı.
En son 1994 yılında üzerinde tadilat yapılan Teşkilat Yasamız, aktif dış politikamızın ihtiyaçlarına cevap vermede zorlanıyordu. Bu ihtiyacı karşılayabilmek amacıyla yaklaşık bir yıl önce reform çalışması başlattık. Önce merkez ve dış teşkilatımızdaki görevlilerimizin görüşlerini alarak üzerinde çalıştığımız metni geliştirdik; daha sonra tasarının özlük haklarına ilişkin bölümlerini başta maliye bakanlığımız olmak üzere, ilgili kurumlarımızın bilgisine getirdik ve metne son şeklini verdik. Bir yıllık emeğimizin sonunda Meclise sunulan yasa tasarımız onaylanmasını takiben 13 temmuzda Resmi Gazetede yayınlanarak yasalaştı. Böylece dışişleri bakanlığımız, uzun yıllardan sonra, günün şartlarına göre yeni teşkilat kanununa kavuşmuş oldu.
Blogumu izleyen çok sayıda internet kullanıcısı, yeni yasanın temel özelliklerini sordular. Bu talepleri karşılamak üzere yeni Teşkilat Yasamız hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.
Yeni yasayla diplomasinin değişen parametreleri çerçevesinde öne çıkan konulara paralel olarak yeni genel müdürlükler oluşturuldu. Küresel ve İnsani Konular Genel Müdürlüğü, Çatışmayı Önleme ve Kriz Yönetimi Genel Müdürlüğü, Komşu Ülkelerle Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü gibi bu yeni birimlerin çok yönlü dış politikamızın ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli rol oynayacağını düşünüyorum.
Teşkilat kanunu diplomatlarımızın çağın gerektirdiği mesleki donanıma sahip olabilmeleri için bazı yeni düzenlemeler yapılmasını öngörüyor. Bu doğrultuda mevcut eğitim merkezimizi Diplomasi Akademisi’ne dönüştürüyoruz. Artık değişik üniversitelerden, düşünce kuruluşlarından ve medyadan katılımcıların da aday memurlarımıza ders verebilmelerini sağlayacağız. Diplomasi Akademisi zaman içerisinde yüksek lisans programı da olan çok daha kapsamlı bir eğitim kurumuna dönüştürülecek. Ayrıca, diğer ülkelerin dışişleri bakanlıklarında olduğu gibi, bizim dışişleri memurlarımıza da, ülkemiz için önem taşıyan yabancı dillerin eğitiminin verilmesi konusunda güçlü bir alt yapı kurulacak.
Benim bakanlığa girdiğim 80’li yıllarda diplomatlarımız genellikle Mülkiye mezunu olurdu. Ama zaman içerisinde, ülkemizin dört bir yanında yeni üniversitelerin eğitime başlamasıyla birlikte diplomatlık mesleğini tercih eden gençlerimizin okullara göre dağılımı da farklılaştı. Şimdi daha çok Boğaziçi, ODTÜ, Galatasaray, KOÇ, Bilkent gibi değişik üniversitelerden gençler bakanlığımıza giriyor. Yeni yasayla yelpazayi daha da genişletiyoruz. Artık tarih, halkla ilişkiler, sosyoloji ve psikoloji mezunları da meslek memurluğu sınavına katılabilecekler.
Yetenekli genç diplomatlarımızı daha genç yaşlarda önemli görevlere getirebilmek için yeni Teşkilat Yasası ile bir dizi yenilik öngördük. Bakanlık hiyerarşisinde önemli bir adım olan başkatiplik sınavına artık dokuz değil, altı yıl içinde girilebilecek. Yeni yasayla genç yaşlarda Büyükelçi olmanın yolu da açıldı. Ben üniversiteden mezun olur olmaz hariciyeye katılmıştım; genç büyükelçiler arasında anıldığım halde ancak 49 yaşımda Büyükelçi olabildim. Şimdi ise 35-40 yaşlarında Büyükelçi olunabilecek. Ayrıca, henüz elçi unvanı almamış, birinci, ikinci ve üçüncü derecedeki meslek memurları da dış temsilcilikler sıralamasında son iki grupta yer alan misyonlara Büyükelçi olarak atanabilecekler.
Meslek memurlarımızla birlikte dışişleri bakanlığının yükünü omuzlayan, ancak statülerinden dolayı mutsuzluk yaşayan idari memurlarımız da yeni kanunla birlikte kariyer memurluğuna geçiyorlar. Konsolosluk ve İhtisas Memurluğu’na dönüştürülen idari memurluk artık önümüzdeki yıllarda tamamen tarihe karışmış olacak, konsolosluk ve ihtisas memurlarımız başkonsolosluğa kadar yükselebilecekleri yeni kariyer kulvarında daha etkin hizmet sunma imkanına sahip olacak ve buna göre daha iyi özlük haklarına kavuşacaklar.
Yeni yasayla, şimdiye kadar yalnız hukuk müşavirlerince yerine getirilen uluslararası hukukla bağlantılı görevlerin bundan böyle meslek memurları tarafından da üstlenilmesi öngörülüyor. Bakanlığa artık hukuk eğitimi alan meslek memurları da alınacak ve hukukçuların görev tanımları ağırlıklı olarak devletler özel hukuku, kamu hukuku, medeni hukuk ve borçlar hukuku ile bağlantılı konuları kapsayacak. Yurtdışına atanacak hukukçularımız, başkonsolosluklarda da görevlendirilerek yurt dışındaki vatandaşlarımızın hukuki sorunlarının çözümüne de katkı sağlayacaklar, böylece vatandaşlarımıza hukuki danışmanlık hizmeti de dış temsilciliklerimiz aracılığıyla sunulabilecek.
Önceki teşkilat kanunumuz bizleri daha çok batı ülkelerindeki temsilciliklerimize tayine yönlendirirdi. Buna karşılık yeni kanun, başta sınır ülkeleri olmak üzere, ülkemiz için önem taşıyan ülkelere tayini de cazip hale getiriyor. Artık diplomatlarımız yalnız Londra’ya, Berlin’e, New York’a değil, Tahran’a, Şam’a Cezayir’e de atanmayı tercih edecekler. Çocuklarının eğitimine devlet katkısı alacak, mahrumiyet bölgelerinde görev yaparken iki yılda bir sıla bileti hakkına sahip olacaklar.
Pekin Büyükelçiliğimizde gün batarken, Kinşasa Büyükelçiliğimizde öğlen oluyor, Los Angeles Başkonsolosluğumuzda ise gün yeni doğuyor. Güneşin üzerine batmadığı dışişleri bakanlığı, yeni teşkilat kanunu ve modern kurumsal alt yapısıyla yeni uluslararası düzende ülkemizin uluslararası arenadaki gücünü, görünürlüğünü ve etkisini daha da artıracak.
.