Batı ülkelerindeki konsolosluklarımızda görevli olduğum yıllarda sık aralıklarla vatandaş toplantıları düzenlerdik. Bu toplantılarda konsolosluk görevlileri olarak önce biz konuşur, sonra da vatandaşlarımızın sorunlarını ve görüşlerini dinlerdik. Her toplantının değişmeyen gündem maddesi ise Türkiye’deki seçimlerde oy kullanma konusu olurdu. Vatandaşlarımız haklı olarak, “biz yurt dışına geldik diye vatandaş sayılmıyor muyuz, neden oy kullanamıyoruz” diye sorarlardı. Doğrusunu söylemek gerekirse, bizler de bu sorulara tatmin edici cevap bulmakta çoğu zaman zorlanırdık.
1995 yılında gerçekleştirilen bir yasa değişikliği ile yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın oy hakkını kullanabilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılması hüküm altına alındı. Ama yasada öngörülen bu düzenleme maalesef uzun yıllar gerçekleşmedi. Daha sonra 2008’de Seçim Kanununda yapılan değişiklikler ile yurt dışındaki seçmenlerin ne şekilde oy kullanacağına ilişkin esaslar belirlendi. Bu çerçevede, yurt dışındaki vatandaşlarımızın sandıkta, mektupla, elektronik ortamda ve gümrük kapılarında oy kullanabilmelerini teminen hukuki alt yapı kurulmuş oldu.
Bu düzenlemenin mektupla oy kullanmaya yönelik bölümü aynı yıl Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Elektronik oy kullanabilmek için oldukça güçlü ve güvenli bir alt yapı gerektiği için Kanunun bu maddesi de bugüne kadar uygulanamadı. Her konsolosluğa oy sandığı konulması düşüncesine de pek sıcak bakılmadı. 2011 yılı seçimleri için biz Dışişleri Bakanlığı olarak “bu düzenlemeleri dış temsilciliklerimizde yapabiliriz” dememize rağmen seçimlere az bir süre kaldığı için bu önerimiz Yüksek Seçim Kurulu tarafından kabul görmedi. Böylece 2010 yılı halk oylamasından sonra 2011 genel seçimlerinde de yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız yalnız gümrük kapılarında açılan sandıklarda oy kullanabildiler.
Gümrüklerde oy kullanma imkanı sağlanması seçme hakkının ülkemiz dışında yaşayan vatandaşlarımız için de tanınması yolunda kuşkusuz önemli bir adımdır. Ancak uygulamada, dünyanın dört bir tarafına dağılmış kişilerin yalnız oy kullanmak için otobüslere ve uçaklara binip Türkiye’ye gelmelerinin pek de pratik olmadığını kabul etmeliyiz. Nitekim bu imkan seçimlerden bir ay önceden itibaren uygulamaya geçirildiği halde yurt dışı seçmenlerimizin en çok yüzde beşlik bir bölümü bu alt yapıdan yararlanabilmiştir. Yurt dışında yaklaşık 2,5 milyon seçmen vatandaşımızın bulunduğu dikkate alınırsa 2011 seçimlerinde gümrüklerde kullanılan oyların 129 binde kalması bu gerçeği net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Seçim Kanununda değişiklik yürürlüğe girdi
Yaklaşık bir yıldır, seçim kanununda yeni bir düzenleme yapmak için başlattığımız çalışma Mayıs ayında sonuçlandı. Dışişleri Bakanlığı olarak, Yüksek Seçim Kurulu, Adalet Bakanlığı ve Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar başkanlığı ile birlikte yürüttüğümüz hazırlıklar sonucu seçim kanunundaki değişiklikler 18 Mayıs 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Seçim kanunundaki değişiklikler ancak bir yıldan sonraki seçimlerden itibaren uygulamaya başlanıyor. Dolayısıyla ilk kez 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, daha sonra da 2015 genel seçimlerinde yurt dışındaki vatandaşlarımız prensip olarak yaşadıkları ülkelerde oy kullanabilecekler.
Neden prensip olarak? Çünkü yabancı ülkelerde yaşayan kişilerin kendi ülkelerindeki seçimler için oy kullanmaları yerel makamların bunun için önceden izin vermelerine bağlı. Dolayısıyla örneğin, Almanya’da, Amerika’da veya Suudi Arabistan’da yaşayan vatandaşlarımızın bu ülkelerdeki büyükelçilik ve konsolosluklarda açılacak sandıklarda oy kullanabilmeleri için bu ülke makamlarının önceden onay vermeleri gerekiyor. Bir ülkenin bu başvuruya olumsuz cevap vermesi durumunda bu ülkedeki vatandaşlarımızın bağlı bulundukları konsolosluklarımızda oy kullanmaları mümkün olamayacak.
Bu konuda geçtiğimiz yıllarda yaptığımız ön araştırmalar sırasında, bazı istisnalar dışında ülkelerin bir çoğunun seçimler için ülkelerinde düzenleme yapma düşüncemize ön onay vereceklerini belirlemiştik. Buna karşılık bazı ülkeler ise başvuru yapmamız durumunda konuyu değerlendireceklerini ve daha sonra kararlarını bildireceklerini ifade ettiler. Dolayısıyla tüm ülkeler için izin alınmasının kesin olmadığını bilmemiz gerekiyor.
Farklı ülkeler için farklı uygulama olabilecek
Bununla birlikte, 2012 Mayıs tarihli değişiklikler, bu gibi durumları göz önünde bulundurarak uygulamada bazı esneklikler sağlıyor. Yasalaşan değişiklikle, dünyanın neresinde vatandaşımız yaşıyorsa, bu vatandaşlarımızın bağlı bulundukları temsilciliklerimizde oy verme işlemi için düzenleme yapılmasına imkan tanınıyor. Eğer bir ülkede tek bir vatandaşımızın dahi kaydı yoksa, yalnız konsolosluğumuzda çalışan az sayıdaki görevlilerimiz için o temsilciliğimizde sandık açılması mümkün olabilecek.
Çok sayıda vatandaşımızın yaşadığı ülkelerde seçimde oy kullanma süresinin 38 güne kadar uzatılabilmesi Kanuna göre mümkün. Örneğin görev çevresinde 100-150 bin vatandaşımızın yaşadığı konsolosluklarımızda, daha önce gümrük kapılarında olduğu gibi, 38 gün boyunca sandık kurabileceğiz. Ayrıca, seçmen sayısının fazla olduğu yerlerde, oy verme işleminin daha düzenli yapılmasını teminen, bazı konsolosluklarımızda vatandaşlarımızın belli günler ve saatler arasında oy kullanmalarına yönelik düzenlemelerin alınması da sözkonusu olabilecek. Konsolosluk binalarımızın elverişli olmaması durumunda, yerel makamların iznini alarak, konsolosluk binası dışında belirlenecek okul, sinema salonu gibi yerlerde de seçim sandıkları kurulabilecek.
Konsolosluklarda oy kullanma için getirilen bütün bu düzenlemelere rağmen yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın, önceki yıllarda olduğu gibi seçimlerden belli bir süre önceden başlamak üzere gümrük kapılarında da oylarını kullanabileceklerini burada bir kez daha hatırlatmak isterim.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza oy kullanma imkanı sağlanması ile ilgili bu yeni düzenleme Dışişleri Bakanlığı olarak bize kuşkusuz yeni sorumluluk ve görevler yüklüyor. İlk seçimlere iki yıl süre olmasına rağmen yeni yasanın çıkmasından itibaren alt yapı çalışmalarını başlatmış bulunuyoruz. Bununla birlikte, yurt dışında oy sandıklarının kurulmasında ve seçimlerin organizasyonunda karar verici ve uygulayıcı kurum önceden olduğu gibi Yüksek Seçim Kurulu olacak. Biz de Dışişleri Bakanlığı olarak, YSK’nun yönlendirmesine göre alt yapıyı kuracak ve uygulamayı başlatacağız.
Vatandaşlarımızın seçmen kayıtlarını yaptırmaları gerekiyor
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın da üzerine düşen bazı görevler var. Öncelikle kendilerini ve aile bireylerini, mutlaka “yurt dışı seçmen olarak” sisteme kaydetmiş olmaları gerekiyor. Çünkü İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü kayıtlarında Türkiye’de ikamet ettikleri görünen vatandaşlarımızın yurt dışındaki konsolosluklarda veya gümrüklerde oy kullanmaları mümkün olamayacak. Bu nedenle, bugüne kadar adres beyanı yapmamış olan vatandaşlarımızın her hangi bir işlem için bağlı bulunduklarını konsolosluklara başvurduklarında adres beyanında bulunmalarını öneririm.
Çeşitli vesilelerle bir araya geldiğimizde bazı vatandaşlarımız, “artık seçme hakkı aldık, şimdi sıra seçilme hakkında” diyorlar. Bu görüşü dile getirenler yurt dışının da seçim bölgesi olmasını arzu ediyorlar. Ancak bugün için böyle bir çalışma olmadığını söylemek isterim. Yurt dışında kullanılacak oylar, Yüksek Seçim Kurulu’nun belirleyeceği bir formül ile seçime katılan partilerin oylarına yansıtılacak. Diğer önemli bir diğer husus da, yurt dışında oy kullanma sürecinde propaganda yasağının bulunması. Yasada bu konuda da hüküm yer alıyor.
Biz Dışişleri Bakanlığı olarak siyasi tarihimizde ilk kez yaşayacağımız “konsolosluklarda oy kullanma uygulaması” için hazırlıklarımıza devam ediyoruz. Vatandaşlarımızın da seçmen olabilmek için bir an önce adres bildirim işlemini yapmaları önemli.
.